13 Aralık 2009 Pazar

Aşk Ertelenmeye Gelmez


Zamanın üç yüzü vardır bakılmaya değer. Şimdiki zaman, gelecek zaman, geçmiş zaman. Genelde geçmişe bakıp gelecek planı yapar insanlar. Çok azı değerini bilir şimdiki zamanın. Geçmiş hatalarından pişmanlık, başarılarından ise gurur hikayeleri çıkarırlar. Hatalarını tekrar etmemek için yeminler eder, başarılarını her fırsatta dile getirirler. Bu hata yada başarılarla hep gelecek planları yapılır fakat birçok insan şimdiki zamanı, yani şu an içinde bulunduğumuz zamanı, yani nefes alıp verdiğimiz, kalbimizin çarptığı, damarlarımızda kanın dolaşım yaptığı, güldüğümüz yada üzüldüğümüz, kısacası yaşadığımız şu anı pek önemsemez.



Hep elimizdekinin değerini kaybedince anlarız ya. Zamanda bunların en vahimidir çünkü tüm pişmanlıklar ya da sevinçler zaman içinde gelişir. İşin aslı insan olarak ta tek sermayemiz değil midir zaman. Geçtikten sonra keşkelerle öreriz kader kazağını kendi elimizle sonrada üzerimize yakışmadı diye isyan ederiz. “ ulan ben bu hallere düşecek adam mıydım?” ama bilmeyiz o kaderi kendimiz, o geçmiş ŞU AN larda yazmadık mı? Anın değerini bilemiyoruz. Hep erteliyoruz bir şeyleri. AŞKları erteliyoruz en önemlisi. Seviyoruz ama söyleyemiyoruz. Utanıyoruz ya da gurur meselesi haline getiriyoruz saçma sapan egolarımızı. Sevdiğimizi kaybedence keşke diyoruz ama iş işten geçmiş oluyor. Sizi bilmem ama bende hep böyle oluyor. Kaybettikten sonra anlıyorum değerini bişeylerin yada birkaç aşk kadar geç kalıyorum her seferinde. Hayatı bir adım geriden takip etmemek için anı yakalamak şarttır. Eğer anı yakaladıktan sonra bir adım ileri atıp kadere çelme takabiliyorsak işte o zaman üstün insan biz oluruz. Anı yakalayabilmek için ise hiçbir şeyi ertelememek gerekir özellikle AŞKI. AŞK ertelenmeye gelmez.


^^Hüseyin Yılmaz^^

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder